ABD'nin New Jersey eyaletindeki Montvale kentinde okul otobüsünün devrilmesi sonucu biri ağır 15 kişi yaralandı.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 14:11:00
- 0
- 0

- Tue, 2025-03-11 13:55:00
- 0
- 0
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ukrayna'nın Moskova'ya yönelik insansız hava araçları (İHA) saldırılarıyla savaşın çözümüne zarar verebileceğini söyledi.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 13:28:00
- 0
- 0
Almanya'da hava trafiği 13 havalimanında yapılan 24 saatlik uyarı grevinin ardından bu sabah yeniden başladı.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 12:50:00
- 0
- 0
ABD Başkanı Donald Trump, "harika iş çıkardığını" savunduğu kıdemli danışmanı Elon Musk'a desteğini göstermek amacıyla yeni Tesla satın alacağını bildirdi.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 12:22:00
- 0
- 0
ABD Kongresinde iki Demokrat üye, federal hükümetin 14 Mart'ta kapanmasını önlemek için Senatoya ve Temsilciler Meclisine bütçe tasarısı sundu.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 12:16:00
- 0
- 0
Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanı Muto Yoji, ABD Başkanı Donald Trump'ın getirdiği ek gümrük vergilerinden muafiyet taleplerine ilişkin Washington yönetimiyle bir anlaşmaya varılamadığını açıkladı.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 11:26:00
- 0
- 0
ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı ya da Çin bandıralı gemilerden ücret talep etme planı, deniz ticaretinde maliyetleri artırma riski taşıyor.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 11:19:00
- 0
- 0
Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 11 Mart 2020'de "pandemi" ilan ettiği ve bugüne kadar dünya çapında 7 milyonu aşkın insanın yaşamını yitirdiği Covid-19 salgını, "Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu" sınıfından 2023'te çıkarılmasına rağmen hastalık nedeniyle can kayıpları devam ediyor.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 11:15:00
- 0
- 0
Polonya Başbakanı Tusk’ın Avrupa’nın savunma kabiliyetini güçlendirme ve ABD’ye bağımlılığı azaltma çağrısı, kıtanın savunma gücünü sorgulatırken, yarın yapacağı ziyaret, Avrupa'nın savunma açığını kapatmak için Türkiye ile işbirliğinin gelişmesine önayak olabilir.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 10:56:00
- 0
- 0
ABD'de 13 Temmuz 2024'teki suikast girişiminde Başkan Donald Trump'ı koruyan Sean Curran, yemin ederek ABD Gizli Servisi Direktörlüğü görevine başladı.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 10:48:00
- 0
- 0
ABD Başkanı Donald Trump'ın "kontrolünü ele geçirmeye" yönelik tehditlerinin sürdüğü Grönland'da seçmenler, parlamentonun yapısını belirlemek için bugün sandık başına gidiyor.
Devamını Oku
- Tue, 2025-03-11 10:33:00
- 0
- 0
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler ile Hamas yöneticisi Halil el-Hayya arasında gerçekleşen görüşmenin, "tek seferlik" bir durum olduğunu söyledi.
Devamını OkuABD'nin New Jersey eyaletinde okul otobüsünün devrilmesi sonucu 15 kişi yaralandı

CBS News'in haberine göre, New York istikametinde giden okul otobüsü, Montvale'de yerel saatle 19.30 civarı kaza yaptı.
Eyalet Polisi, kazada şoförün ve biri ağır 14 yolcunun yaralandığını bildirdi.
Olay yerine sevk edilen ilk yardım ekipleri, devrilen otobüsün altında kalan bir yolcuyu kurtardı.
Kazanın nedenine ilişkin henüz açıklama yapılmadı.
Yerel basına göre, otobüste 30'dan fazla kişi bulunuyordu.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Kremlin: Ukrayna, Moskova'ya İHA saldırılarıyla savaşın çözüm sürecini baltalayabilir

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, başkent Moskova’da gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı.
Suriye ve tüm bölgenin istikrara kavuşmasını istediklerini anlatan Peskov, "Tansiyonun yüksek olduğu bir bölge ve buradaki ülkelerden birinin istikrarsızlaşması veya dağılması, bir bütün olarak bölge için zararlı sonuçlar doğurabilir." diye konuştu.
Peskov, Suriye’nin bütünlüğünü desteklediklerine işaret ederek "Suriye'yi birleşik, müreffeh, gelişmekte, öngörülebilir ve dostane görmek istiyoruz. Suriye konusunda diğer ülkelerle temaslarda bulunuyoruz ve bunu devam ettirmeye hazırız." dedi.
Ukrayna'nın, Moskova ve etrafındaki yerleşim yerlerine İHA'larla, bugüne kadarki en yoğun saldırısına ilişkin konuşan Peskov, "Kiev, Moskova'ya İHA saldırılarıyla (savaşın) çözüm sürecine yönelik ortaya çıkan eğilimi baltalamaya çalışabilir." ifadesini kullandı.
Peskov, ABD’nin Ukrayna tarafıyla Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde başlayan görüşmelere ilişkin Rusya’yı bilgilendireceğini de söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un bu hafta Moskova'yı ziyaret edeceğine yönelik iddialar sorulan Peskov, bu konuda yorum yapmadı.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Almanya'da grev sonrası havalimanlarında uçuşlar yeniden başladı

Ülkenin en büyük havalimanlarından Frankfurt Havalimanı, uçuş operasyonlarının sabah 5'ten itibaren normal şekilde devam ettiğini duyururken, Berlin Havalimanı'nda uçuşlar sabah 05.30'da başladı.
Birleşik Hizmet Sektörü Sendikasına (Ver.di) bağlı kamu çalışanları ile yer hizmetleri personelinin 24 saatlik uyarı grevi, uçak seferlerinin büyük bölümünü durma noktasına getirmişti.
Tüm gün iş bırakma eylemi ülkenin en işlek havalimanları Frankfurt ve Münih'in yanı sıra Köln/Bonn, Düsseldorf, Stuttgart, Dortmund, Hannover, Bremen, Hamburg, Berlin ve Leipzig-Halle havalimanlarında gerçekleşmişti.
Ülkede 11 havalimanındaki grevinin yanında Ver.di'nin çağrısı üzerine Weeze ve Karlsruhe/Baden-Baden havalimanlarında çalışan güvenlik personeli de ücret anlaşmazlığından dolayı 24 saatlik uyarı grevine gitmişti.
Alman Havalimanları Birliği (ADV) tahminlerine göre, ülke çapında 3 bin 500'den fazla uçuş iptal edildi ve yaklaşık 560 bin yolcu bu iptallerden etkilendi.
Sendika ücretlere yüzde 8 zam istiyor
Ver.di, söz konusu çalışanların ücretlerine yüzde 8 artış, ayda en az 350 avroluk ek ödenek ve 3 gün ilave izin talep ediyor.
Belediyeler ve federal hükümetin de dahil olduğu işverenler ise artan faiz oranlarıyla yüksek borçluluğa dikkati çekerek, sendikanın taleplerinin kendilerini mali açıdan zor durumda bırakacağını düşünüyor. Sendikanın taleplerinin yerel yönetimler için yıllık yaklaşık 15 milyar avro ek maliyet oluşturacağı hesaplanıyor.
Kamu sektörü için bir sonraki müzakere turunun ise 14 Mart'ta Potsdam'da yapılması planlanıyor.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Trump, Elon Musk'a desteğini göstermek için "yeni Tesla" alacağını belirtti

ABD Başkanı Donald Trump, son dönemde Musk'ın "Tesla" bayilerinin önünde protesto edilmesine ilişkin Truth Social hesabından paylaşımda bulundu.
Musk'ın ABD için "çok çaba sarf ettiğini ve harika bir iş çıkardığını" savunan Trump, "Radikal solcu deliler, sıkça yaptıkları gibi dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden biri Tesla'yı ve Elon'un 'bebeğini' yasa dışı şekilde boykot etmeye çalışıyor." yorumunu yaptı.
Trump, kendisinin de seçim döneminde aynısına maruz kaldığını öne sürerek, "Her halükarda Elon Musk'a desteğimi ve güvenimi göstermek için sabah yeni bir Tesla alacağım." ifadesini kullandı.
Musk da Trump'ın açıklamalarına X üzerinden teşekkür etti.
ABD'de 2 ve 8 Mart'ta ülkenin farklı bölgelerinde Musk'ın üst yöneticisi olduğu Tesla'nın otomobil bayileri önünde gösteriler düzenlenmiş, protestolarda gözaltılar olmuştu.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
ABD'de Demokrat Kongre üyeleri hükümetin kapanmaması için bütçe tasarısı sundu

Demokrat Senatör Patty Murray ve Temsilciler Meclisi üyesi Rosa DeLauro, ABD Senatosunun resmi internet sitesinde ortak açıklama yaptı.
Açıklamada Murray ve DeLauro, federal hükümetin finansman yetersizliği nedeniyle 14 Mart'ta faaliyetlerine ara vermesini önlemek için Senatoya ve Temsilciler Meclisine geçici bütçe tasarısı sunduklarını duyurdu.
Murray ve DeLauro, kapanmayı önlemek için kısa vadeli bütçe tasarısını Kongreden geçirmeyi ve iki partinin birlikte çalışmasını sağlamayı hedeflediklerini belirtti.
Geçici bütçe tasarısının, federal hükümete 11 Nisan'a kadar finansman sağlaması öngörülüyor.
Federal hükümetin "kapanması" ne demek?
ABD kanunlarına göre, Kongre, her yıl 1 Ekim'de başlayıp 30 Eylül'de sona eren mali yılın tümünü kapsayan bütçeyi zamanında onaylayamaz ise bu gerçekleşene kadar geçen sürenin geçici bütçelerle kapatılması gerekiyor.
Geçici bir bütçenin de onaylanamadığı dönemlerde harcama yetkisini kaybeden federal hükümet, hayati hizmetler dışındaki tüm faaliyetlerine ara vermek zorunda kalıyor.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Japonya, Trump'ın tarifelerinden muafiyet konusunda ABD ile anlaşmaya varamadı

Kyodo News'in haberine göre Muto, Başkan Trump'ın yeni tarifelerinden muafiyet taleplerine ilişkin basına açıklama yaptı.
Muto, Washington'da aralarında ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Trump'ın Ticaret Temsilcisi seçtiği Jamieson Greer'ın da bulunduğu yetkililerle bu konuda görüştüklerini belirtti.
Görüşmede ekonomik ilişkileri güçlendirme konusunda mutabık kaldıklarını ifade eden Muto, tarifelerden muafiyet konusunda ise bir anlaşmaya varılamadığını kaydetti.
Muto, "Son görüşmelere göre, Japonya ve ABD'nin ulusal çıkarlarını kazan-kazan durumu haline getirme konusunda yakın müzakere yürüteceğiz." ifadesini kullandı.
Japonya Başbakanı İşiba Şigeru, 8 Şubat'ta Trump'la görüştükten sonra parlamentoda yaptığı açıklamada, tarifelere ilişkin "Japon ekonomisi üzerindeki olası etkileri yakından izlerken muafiyet için ABD'de lobi yapmak da dahil, gerekli önlemleri alacağız." demişti.
Japonya hükümeti, Trump'ın tarife hamlesi kapsamında çelik ve alüminyum ürünlerine uygulanan yüzde 25 oranındaki ek gümrük vergisinden muaf olmak için talepte bulunmuştu.
Trump'ın göreve gelmesinden bu yana çelik ve alüminyum ürünlerini hedef alan sektör bazlı ilk ek gümrük vergilerinin 12 Mart'ta yürürlüğe girmesi bekleniyor.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
ABD'nin Çin gemilerine liman ücreti planı ticareti zorlaştırabilir

Attığı adımlarla küresel ticaretteki dengeleri sarsan ABD Başkanı Trump'ın yeni hedefi deniz yolu taşımacılığı oldu.
Bu kapsamda Trump yönetimi, ABD'nin gemi inşa ve denizcilik sektörünü yeniden canlandırmayı hedefleyen düzenlemeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor.
Konuya ilişkin kararname taslağına göre, ABD'nin denizcilik ve gemi inşa sektöründe Çin'e karşı rekabet gücünün artırılması hedefleniyor.
Bu kapsamda, ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı ya da Çin bandıralı gemilerden tonaj bazlı ücretler talep edilmesi öngörülüyor.
Çin yapımı gemilerle aynı filoda bulunan gemilerden de ücret alınması planlanıyor
Aynı zamanda Çin menşeli bileşenler kullanılarak üretilen, monte edilen veya herhangi bir şekilde Çin bağlantılı şirketler tarafından üretilen kargo elleçleme ekipmanlarına gümrük tarifeleri uygulanması planlanıyor.
Ayrıca, inşa edildiği veya bayraklandığı yer fark etmeksizin, Çin yapımı veya Çin bayraklı gemilerle aynı filoda bulunan gemilere de ABD limanlarına girişte ek ücretler uygulanması öngörülüyor.
Kararname taslağında, ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı ya da Çin bandıralı gemilerden ne kadar ücret alınacağı ya da bu ücretin nasıl hesaplanacağı belirtilmiyor. Ancak ABD Ticaret Temsilciliği (USTR) raporuna göre, bu gemilere 1,5 milyon dolara kadar ücret uygulanması değerlendiriliyor.
USTR, konuya ilişkin 24 Mart'a kadar kamuoyundan yorum bekliyor.
Çin'in gemi inşa pazarındaki payı yüzde 50'nin üzerinde
Deniz yolu taşımacılığında Çin yapımı gemiler önemli bir paya sahip. Çin'in gemi inşa pazarındaki payının 1999'da yüzde 5'in altındayken 2023'te yüzde 50'nin üzerine çıktığı kaydediliyor.
Söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesi halinde büyük konteyner taşıyıcıları için maliyet artışını beraberinde getirebileceği tahmin ediliyor.
Taşıyıcılar, ücretlerden kaçınmak için daha az limana uğramak gibi önlemler alacaktır
Navlun piyasası analiz firması Xeneta Başanalisti Peter Sand, AA muhabirine, Trump yönetiminin ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı gemilerden ücret alma planının deniz taşımacılığı ve küresel ticaret akışına etkilerini değerlendirdi.
Uygulamanın hayata geçmesi halinde okyanus konteyner taşıyıcılarının ücretlerden kaçınmak için daha az limana uğrama gibi önlemler alabileceğini belirten Sand, bu durumun ABD'de büyük tıkanıklıklara ve gecikmelere neden olabileceğini aktardı.
Sand, tüm gemi türlerinin dahil edilmesi halinde küresel filonun yüzde 23'ünün Çin'de inşa edildiğinin bilgisini paylaştı. Sand ayrıca, tüm konteyner gemilerinin yüzde 39'unun Çin'de inşa edildiğini belirtti.
"Maliyetin tamamı ithalatçıya ve nihai tüketiciye yansıyacaktır"
Büyük nakliye şirketlerinin bu değişikliğe nasıl uyum sağlayabileceğine de değinen Sand, şunları kaydetti:
"En uç seçenek, ABD'ye hizmet verecek bir 'Özel Amaçlı Şirket' kurmak olacaktır. Sipariş defteri olmayan ve sadece Çin yapımı olmayan gemileri hizmetlerde kullanacak bir şirket. Daha az uç bir seçenek ise, ödenen toplam ücretleri sınırlamak için ABD'de daha az limana uğramak ve bunların hepsini Çin yapımı olmayan gemilerle yapmak olacaktır. Maliyetin tamamı ithalatçıya ve nihai tüketiciye yansıyacaktır. Bu durum ithal edilen malların kar marjına ve ithalatçının bu kadar yüksek bir maliyet artışını absorbe etme kabiliyetine bağlı olacak."
Sand, bu durumun nakliyeciler, ithalatçılar ve ihracatçılar için daha yüksek maliyetlere yol açabileceğini vurgulayarak, "Bu ticaret üzerinde bir vergi olacaktır, ki bu da talep üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacak bir durum, çünkü müşterilerin satın alma gücü azalacaktır." diye konuştu.
"Benzeri görülmemiş bir belirsizlik iş dünyası için iyi değil"
İthalatçı nakliyecilerin 2018-2019 yıllarında ticaret savaşıyla "iyi başa çıktığını" aktaran Sand, Kanada ve Meksika üzerinden ABD'ye mal getirmek için yeni ticaret yolları oluşturduklarını hatırlattı.
Sand, "Şu anda, sürekli değişen engellerle nasıl başa çıkacaklarını bilmedikleri için felç olmuş ve belirsizlik içindeler. Benzeri görülmemiş bir belirsizlik iş dünyası için iyi değil." dedi.
ABD'de enflasyonun son dönemdeki yükselişine işaret eden Sand, bunun muhtemelen daha da kötüye gideceğini ifade etti.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Covid-19 acil durumu kalksa da ölümler sürüyor

Covid-19'un ilk vakaları, 2019'un sonunda Çin'in Hubey eyaletinin Vuhan kentinde o günlerde sebebi bilinmeyen gizemli solunum yolu rahatsızlığı şikayetiyle ilk hastaların hastanelere başvurmasıyla görülmeye başlandı. 2020'nin başında ise bu hastalıktan ilk ölüm kayıtlara geçti.
İlk kez Vuhan'da deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülen hastalığa, yarasalarda bulunan bir beta koronavirüsün mutasyona uğramış hali olduğu tahmin edilen, daha önce bilinmeyen türdeki bir koronavirüsün sebep olduğu anlaşıldı.
İlk başlarda hızla yayılan Covid-19'a ilişkin yeterli verinin olmaması, zamanla virüsün Çin içinde ve dışında yayılarak tehdit oluşturmasına, devletlerin ve ileri gelen organizasyonların küresel çağrıda bulunmasına yol açtı.
Salgının dünyaya yayılması
Çin dışındaki ilk vaka 13 Ocak 2020'de Tayland'da görülürken, salgın iki gün sonra Japonya'ya, yaklaşık bir hafta sonra ise ABD'ye sıçradı.
Daha sonraki vaka Vuhan'a seyahat eden 3 Fransız vatandaşta görüldü. Hastalığın Avrupa'ya, daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE), Mısır'a ve nihayetinde Afrika'nın geneline görülmesiyle Covid-19 dünyada yayıldı.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "SARS-CoV-2" virüsünün yol açtığı Covid-19 vakalarının küresel endişe uyandırmasının ardından 30 Ocak 2020'de "Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu" ilan ettiğini duyurdu.
DSÖ, 11 Şubat 2020'de yaptığı açıklamada, salgının adının "COVID-19" (Coronavirus Disease 2019) olarak değiştirildiğini açıkladı.
11 Mart 2020'de "pandemi" ilan edildi
Vaka ve ölen sayılarındaki artışın kritik düzeye ulaşması üzerine DSÖ, 11 Mart 2020'de Covid-19 salgınını "küresel pandemi" ilan ettiğini bildirirken, bugün aynı zamanda Türkiye'de ilk vaka tespit edildi.
Tarihler 4 Mart 2020'yi gösterdiğinde Covid-19 vaka sayısı 1 milyonu aştı.
Covid-19'un yayılmasını önlemeye yönelik alınan tedbirler
Sebebi anlaşılamayan "solunum rahatsızlığı" şikayetiyle ilk hastanın 17 Kasım 2019'da hastaneye başvurmasının üstünden 100 gün geçmesinin ardından DSÖ, insanlara "evde kalın" çağrısında bulundu.
Bu süre zarfında salgının yayılmasını engellemeye yönelik uygulanan tedbirler kapsamında birçok ülkede, kamuya açık alanlarda maske kullanımı zorunlu hale getirildi. İş yerleri ve okullarda "yüz yüze" faaliyetler askıya alınarak "çevrim içi" yöntemlere başvuruldu.
DSÖ, 5 Haziran 2020'de maske kullanımına ilişkin yayımladığı raporda, hükümetlerin halka açık alanlarda cerrahi maske kullanımını teşvik etmesi yönünde çağrıda bulundu.
Tedbirler kapsamındaki "kapanmalar", ekonomik, sosyal, siyasi ve psikolojik boyutlarda toplumları ve insan ilişkilerini olumsuz etkiledi.
Kişilerin Covid-19 taşıyıcısı olup olmadığının belirlenmesinde yol gösteren PCR testi uygulaması hayata geçirildi.
Başta DSÖ olmak üzere çoğu hükümet, vatandaşlarını "hijyen, sosyal mesafe, maske ve karantina" gibi önemlerin alınması gerektiği yönünde teşvik etti. Hastalığın görüldüğü kişilerle temas edenlere, evlerinde en az 14 ile 21 gün kalmalarını gerektirecek karantina uygulaması benimsendi.
Mutasyon sonucu oluşan varyantlar
Öte yandan, 2020'nin sonunda Covid-19'un dünyaya yayılması sonucu geçirdiği mutasyonlar yeni varyantların ortaya çıkmasına yol açtı.
DSÖ, oluşan varyantları, virüsün bulaşıcılığını, yayılma riskini, öldürücülüğünü, hastalık belirtilerinin değişip değişmediğini ölçmek için "Endişe Verici Varyant" (VOC) ve "İzlenmesi Gereken Varyant" (VOI) olarak iki sınıfta inceledi.
"Alfa" ismi verilen, İngiltere'de Eylül 2020'de tespit edilen varyantın yanı sıra Güney Afrika'da Beta, Brezilya'da Gama ve Hindistan'da Delta, yine Güney Afrika'da görülen Omicron varyantları, DSÖ'nün "Endişe Verici Varyant" (VOC) listesinde yer aldı.
Aşı çalışmaları
Covid-19'a karşı bağışıklık geliştirmek amacıyla yürütülen aşı çalışmaları hız kesmeden ilk sonuçlarını vermeye başladı.
İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumunun (MHRA), 2 Aralık 2020'de ABD'li ilaç şirketi Pfizer ile Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin'in kurucu ortağı olduğu Alman biyoteknoloji firması BioNTech'in geliştirdiği potansiyel Covid-19 aşısının yaygın kullanımına onay vermesiyle BioNTech/Pfizer aşısı, "dünyada tescillenen ilk Covid-19 aşısı" oldu.
Diğer aşı çalışmalarının da 2021 yılında olumlu sonuçlanmasıyla salgınla mücadelede aşılar devreye girdi. Bu süreçte kademeli olarak "normal hayata" dönüş başladı.
Avrupa Birliğinin (AB) ilaç düzenleyicisi Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Pfizer'in Kasım 2021'de geliştirdiği "Paxlovid" adlı antiviral ilacın koşullu pazar onayı başvurusunun kabul gördüğünü belirtti. Böylece Paxlovid, AB'de Covid-19 tedavisinde ağızdan alınarak kullanılan ilk onaylanmış ilaç oldu.
Kişinin virüsü taşımadığının göstergesi olan "negatif PCR testinin", seyahat ederken ya da sosyal etkinliklere katılırken gösterilmesi birçok ülkede zorunlu hale geldi.
Öte yandan, 2022'nin ortalarına doğru salgına ilişkin önemlerin gevşetilmesi kapsamında maske ve PCR testi zorunluluğu kaldırılmaya başlandı. Ölüm ve vaka sayılarında düşüş görüldü.
DSÖ, 5 Mayıs 2023'te Covid-19 salgınını "Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu" sınıfından çıkardı.
Güncel vaka ve ölüm sayıları
DSÖ verilerine göre, dünya genelinde Covid-19 kaynaklı ölümlerin sayısı 7 milyonu geçti, bu ölümlerin yaklaşık 3 milyonu Amerika kıtası, 2 milyondan fazlası Avrupa genelinde tespit edildi.
Salgın kaynaklı ölümlerin en çok görüldüğü ülkeler arasında ABD ilk sırada yer alırken, onu sırasıyla Brezilya, Hindistan ve Rusya takip etti.
Bu yıl bile etkisini göstermeye devam eden salgın nedeniyle geçen hafta 517 kişi, şubat ayında ise 3 bin 73 kişi hayatını kaybetti.
Dünya genelinde 13 milyarı aşkın doz aşının yapıldığı kayıtlara geçti.
Şu an dünyada 94 bini aşkın kişi Covid-19'la mücadele ederken, hastalığın görüldüğü ilk tarihten itibaren kayıtlara geçen toplam vaka sayısı 777 milyonu aştı.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Savunmasını güçlendirmek isteyen Avrupa, Türkiye ile ilişkileri yakınlaştırıyor

Polonya Başbakanı Donald Tusk, 3 Mart'ta İngiltere'nin başkenti Londra'nın ev sahipliği yaptığı Ukrayna konulu zirveye gitmeden önce yaptığı açıklamada, "500 milyon Avrupalının kendilerini 140 milyon Rus'tan korumak için 300 milyon Amerikalıya bağımlı olmasının, bir paradoks olduğunu" ifade etti.
Avrupa'nın savunma kabiliyetlerini güçlendirmesi ve ABD'ye olan bağımlılığını azaltması yönünde çağrı yapan Tusk, "Bugün Avrupa'da eksik olan bir şey varsa bu, ekonomik veya demografik güç değil. Avrupa bugün küresel bir güç olduğu inancından yoksun." diye konuştu.
Tusk, Ukrayna dahil Avrupa'nın 2,6 milyon askerden oluşan birleşik gücünün ABD, Çin ve Rusya'nın askerinden daha fazla olduğuna dikkati çekerek Avrupa ülkelerini kendi güvenlikleri için daha fazla sorumluluk almaya çağırdı.
Donald Trump yönetimiyle ABD'de Avrupa’ya yönelik değişen tutumun peşi sıra gelen bu açıklamalar, Avrupa gündemini bir süredir meşgul eden "kendi kendine yetebilirlik ve özerklik" konusunu yeniden alevlendirdi.
Avrupa, yüzde 2'lik hedefin altında
NATO’nun müttefiklerin gayrisafi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) yüzde 2’sini savunma harcamalarına ayırması talebi, birçok Avrupa ülkesinde karşılık bulmuyor.
Avrupa Savunma Ajansının (EDA) verilerine göre Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, 2024'de toplu olarak GSYİH'lerinin yüzde 1,9'unu savunmaya harcadı.
NATO'nun 2024 yılı tahminlerine göre ise Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarının GSYİH'ye oranı yüzde 2,2 civarı ancak bu rakama, AB üyesi olmayan İngiltere ve Türkiye de dahil edildiği için AB için oranın daha düşük olduğu değerlendiriliyor.
AB ülkeleri arasında en fazla harcama yapanlar arasında Yunanistan, Polonya, Estonya ve Letonya yer alırken İrlanda, Lüksemburg ve Malta gibi ülkeler ise acil güvenlik tehditlerinin olmamasını gerekçe göstererek yüzde 1'in altında harcama yapıyor.
AB'nin "en büyük güçleri olarak" addedilen Almanya (yüzde 1,52), Fransa (yüzde 2,26), İtalya (yüzde 1,61) ve İspanya (yüzde 1,51) beklentiyi karşılamıyor.
Avrupa kendini yeniden silahlandırıyor, Türkiye ile ilişkiler gelişiyor
Bir yandan NATO'nun en fazla savunma yapan ülkelerinden ABD'nin başkanı Trump, Avrupa'ya savunma harcamalarını artırmaları, aksi halde Washington'ın koruması olmayacağı uyarısında bulunurken diğer yandan ekonomik sorunlarla boğuşan Avrupa, bunun bir yolunu bulmaya çalışıyor.
AB Komisyonu, duyurduğu 800 milyar avroluk savunma harcamalarını artırarak bölgenin yeniden silahlandırmasını amaçlayan "Rearm Europe" planıyla üye ülkelere yapacakları savunma harcamalarına mali kurallarda esneklik tanınması ve fonlar sağlanmasını planlıyor.
Trump'ın Avrupa'ya yönelik tutumu karşısında hem ekonomik hem savunma alanında yeni ortaklar arama veya var olanları geliştirme arayışına giren AB, bu doğrultuda Birlik üyesi olmayan "fikirdaş ülkelerle" diyaloğu canlandırdı.
Tusk'ın yarın yapacağı ziyaretin de bu işbirliğinin önünü açacak nitelikte olması ve yapacağı görüşmelerde, Türkiye'nin Avrupa'nın güvenlik mimarisinde nasıl daha fazla rol oynayabileceği konusunun ele alınacağı öngörülüyor.
"Varşova muhtemelen savunma alanında Türkiye uzun vadeli işbirliği arayışında"
Merkezi Polonya'da bulunan düşünce kuruluşu Türkiye Araştırmaları Enstitüsünün Kurucu Başkanı Dr. Karolina Wanda Olszowska, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, Tusk'ın ziyaretinin, Varşova ve Ankara hükümetlerinin iki ülke arasında daha yakın işbirliğinin potansiyel faydalarının farkında olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Polonya ve Türkiye'nin çıkarlarının birbirine zıt olmadığını belirten Olszowska, "Her iki ülke de bölgesel ve küresel güvenlik konusunda güçlü bir kararlılığı paylaşmaktadır. Bu ziyaret, her iki ortağın stratejik potansiyelini kabul etmek ve aralarındaki işbirliğinin daha güvenli bir Avrupa'ya katkıda bulunabileceğini vurgulamak için bir fırsat sunuyor gibi görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Karolina Wanda Olszowska, görüşmenin, Polonya'nın AB-Türkiye arasındaki savunma işbirliğinin geliştirilmesi konusunda "köprü vazifesi" görmeye istekli olduğunu gösterdiğini belirterek "Ukrayna'da geniş çaplı savaşın patlak vermesinden bu yana Polonya güvenlik konularına büyük önem vermekte, aktif olarak ortaklar aramakta ve Türkiye'nin savunma sanayisini yakından izlemektedir. Varşova muhtemelen savunma alanında Türkiye ile uzun vadeli işbirliği arayışında." ifadelerini kullandı.
"Avrupa'nın savunmada ABD'den stratejik özerklik kazanması zor"
Avrupa'nın savunmada ABD'den stratejik özerklik kazanmasına yönelik tartışmaların uzun yıllardır sürdüğüne işaret eden Olszowska, "Savunmada stratejik özerklik Avrupa için mümkün olsa da kısa vadede bunu başarmak zor görünüyor. En büyük zorluklardan biri farklı çıkarlara, güvenlik perspektiflerine ve savunma yatırımlarına yönelik toplumsal tutumlara sahip ülkelerin bir araya getirilmiş olmasıdır." değerlendirmesini yaptı.
Olszowska, "Stratejik özerklik uzun vadede uygulanabilir bir kavramdır ancak bunun hayata geçirilmesi, tüm Avrupalı ortakların önemli bir taahhütte bulunmasını gerektirecektir." görüşünü paylaştı.
ABD'nin Ukrayna'ya askeri yardımları askıya almasının ardından AB'nin bu boşluğu doldurup dolduramayacağının, sahip olunan askeri kabiliyetler, mali kaynaklar, savunma üretimi ve siyasi iradeyle alakalı olduğunu aktaran Olszowska, öte yandan Ukrayna'ya savaşın başından bu yana en fazla askeri yardım sağlayan ABD'nin ölçeğinde desteğin karşılanmasının zor olacağını da sözlerine ekledi.
Olszowska, "Avrupa'nın silah üretimi parçalı ve büyük ölçekli savaşa uygun değil. Kısa vadede AB, Amerikan yardımlarının kaybını telafi etmek için yeterli mühimmat ve ağır teçhizat tedarik edemez." değerlendirmesinde bulunarak mühimmat açığının Türkiye ve Güney Kore gibi ülkelerden silah satın alınmasıyla kapatılabileceğini belirtti.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Trump’a suikast girişiminde yardıma koşan Curran, Gizli Servis'in başına geçti

ABD Başkanı Trump, Curran'ın Beyaz Saray'da yapılan yemin törenine katıldı.
Suikast girişiminde Trump'ın yardımına koşan ABD Gizli Servisi Koruma Ekibi Şefi Curran, Gizli Servis Direktörlüğünü devraldı.
Trump, burada yaptığı konuşmada, Curran'ın harika bir iş çıkaracağını vurgulayarak "Harika bir aileye sahip, olağanüstü bir adam olarak seni tebrik etmek istiyorum." dedi.
Curran'ın en karmaşık etkinliklerinde operasyonel güvenlik planlarını yönetme ve liderlik etme yeteneğine sahip, parlak bir lider olarak kendini gösterdiğine işaret eden Trump, "Pensilvanya'da bir suikastçının kurşunlarından kurtarmak için kendi hayatını riske atarak korkusuz cesaretini kanıtladı. Gizli Servisi her zamankinden daha güçlü hale getirme konusunda tam ve eksiksiz bir güvenim var." ifadelerini kullandı.
Trump'a suikast girişimi
Trump, 13 Temmuz 2024'te Pensilvanya'da Butler bölgesinde mitingde kürsüden destekçilerine hitap ettiği sırada silahlı saldırıya uğramış, mitinge katılan 1 kişi ölmüş, 2 kişi yaralanmış, ABD Gizli Servisi saldırganın etkisiz hale getirildiğini açıklamıştı.
FBI, saldırıyı suikast girişimi olarak tanımlamış, incelemelerin ardından teşebbüste bulunan ve olay mahallinde öldürülen kişinin 20 yaşındaki Thomas Matthew Crooks olduğunu duyurmuştu.
Söz konusu girişimin ardından Gizli Servis, "başarısızlık ve zayıf iletişim" nedeniyle birçok eleştiriye maruz kalmıştı.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Trump'ın "ele geçirme" tehditlerinin sürdüğü Grönland'da seçmenler sandık başına gidiyor

Genel seçim için Grönland'ın başkenti Nuuk'ta ülkenin tek oy verme merkezi kuruldu.
Dünyanın en büyük adasında bugün yapılacak seçimde, 31 sandalyeli parlamento Inatsisartut'un yapısı belirlenecek.
Oy verme işlemi yerel saatle 09.00'da başlayacak ve akşam 20.00'de sona erecek.
Grönland İçişleri Bakanlığına göre, 57 bin nüfuslu adada yaklaşık 40 bin 500 kişi oy kullanma hakkına sahip.
Seçimin, mevcut Başbakan Mute Bourup Egede'nin liderliğindeki Inuit Ataqatigiit (Halk Topluluğu) Partisi ile bağımsızlık yanlısı Erik Jensen liderliğindeki Siumut Partisi arasında geçmesi bekleniyor.
Son anketler, Inuit Ataqatigiit'in yüzde 31 ile önde olduğunu, Siumut'un ise yüzde 21,9 ile ikinci sırada yer aldığını gösteriyor.
Trump'ın Grönland'la ilgili açıklamaları
Trump, ABD yönetimine yeniden gelmesinden bu yana Grönland'ı alma isteğini sık sık ifade ediyor.
ABD lideri, 23 Aralık 2024'te Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, Grönland'ın ülkesinin kontrolünde bulunması gerektiğine ilişkin söylemini yineleyerek adanın mülkiyeti ve kontrolüne sahip olmanın "mutlak zorunluluk" olduğunu savunmuştu.
Grönland Başbakanı Mute Bourup Egede ise "Grönland, Grönland halkına aittir. Biz satılık değiliz ve asla satılık olmayacağız. Uzun süredir devam eden özgürlük mücadelemizi kaybetmeyeceğiz." açıklamasında bulunmuştu.
Danimarka Krallığı çatısı altında bulunan Grönland, ülkeye 2 bin 900 kilometre uzaklıkta yer alıyor.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Rubio, Boehler ile Hamas arasındaki görüşmenin "tek seferlik" olduğunu söyledi

ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Rubio, Ukraynalı yetkililerle görüşmek üzere Suudi Arabistan'ın Cidde kentine gittiği uçakta, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Rubio, Boehler'in Katar'da Hamaslı yetkililerle bir araya gelerek ABD vatandaşı esirlerin serbest bırakılması konusunu görüşmesinin, "tek seferlik" bir durum olduğunu ifade etti.
Görüşmenin henüz sonuç vermediğini aktaran Rubio, "Asıl odak noktamız (ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve) Witkoff'un da katılacağı, Katar'daki süreç." dedi.
Rubio, ayrıca, Hamas'a tüm rehinelerin serbest bırakılması çağrısını yineledi.
Witkoff, rehine salıverilmesi ve olası ateşkesi kapsayan yeni bir anlaşma için Katar'ın başkenti Doha'da görüşmelerde bulunacak.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com